Перевод: со всех языков на немецкий

с немецкого на все языки

gereği kadar

См. также в других словарях:

  • tava getirmek — gereği kadar ısıtmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aydınlanmak — nsz 1) Aydınlık olmak 2) mec. Bir sorun üzerine gereği kadar bilgi edinmek, tenevvür etmek Personelin yeteri kadar aydınlandığına kani olduktan sonra iki ciddi alarm denemesi yaptı. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aydınlanma — is. 1) Aydınlanmak işi 2) mec. Bir sorun üzerine gereği kadar bilgi edinme, tenevvür 3) fiz. Bir yüzeyin, karşısına konulan eşit ışık kaynaklarının sayısı ile orantılı olarak aydınlık görünmesi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • balans ayarı — is. Otomobilin sarsılmasını önlemek için, tekerleklere gereği kadar balans pensi denen kurşun parçası takarak denge sağlama işi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • diri — sf. 1) Yaşamakta olan, yaşayan, canlı, ölü karşıtı Senin ölün değil, bana dirin lazım. Ö. Seyfettin 2) Güçlü, zinde Diri bir adam. 3) Solmamış, pörsümemiş Diri çiçek. Diri yaprak. 4) Gereği kadar pişmemiş Birleşik Sözler diri diri diri örtü… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • olgun — sf. 1) Yenecek duruma gelmiş (meyve) Oluğun altına bir sepet iri, olgun, renkli şeftali koymuşlar. R. H. Karay 2) mec. Bilgi, görgü ve hoşgörüsü gereği kadar gelişmiş, ağırbaşlı (kimse), kâmil Benim bütün cefama olgun adam gibi katlanmasını… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • olgunlaşmak — nsz 1) Meyve olgun duruma gelmek 2) İnsanın bilgi, görgü ve hoşgörüsü gereği kadar gelişmiş olmak O zamanlar hepsi de daha gençti, bugün yaşlandılar, elbette daha olgunlaştılar. N. Ataç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • olgunluk — is., ğu 1) Meyvelerin olgun, yenilebilir olma durumu 2) İnsanların bilgi, görgü ve hoşgörü bakımından gereği kadar gelişmiş olma durumu, yetkinlik, kemal Yüzündeki incelik, olgunluk onu bambaşka seviyede bir erkek gösteriyor. H. E. Adıvar… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • viski — is., İng. whisky Tahıllar malt yapılarak şekerlendirildikten ve gereği kadar mayalandıktan sonra damıtılarak elde edilen alkollü içki Birleşik Sözler viski bardağı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zayıf — sf., Ar. żaˁīf 1) Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan veya hayvan) Uzun boylu, zayıf, ellilik bir hanım. S. M. Alus 2) Görevini yapacak yeterli gücü olmayan Zayıf bir ordu. Gözleri zayıf. 3) mec. Sağlamlığı, dayanıklılığı olmayan Zayıf… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • diri kalmak — 1) dinç, sağlıklı görünmek 2) pirinç, bulgur vb. bakliyat gereği kadar pişmemiş olmak Pirinçler biraz diri kalmış …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»